SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EDEB BAHSİ

<< 4790 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِيٍّ قَالَ أَخْبَرَنِي أَبُو أَحْمَدَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ الْحَجَّاجِ بْنِ فُرَافِصَةَ عَنْ رَجُلٍ عَنْ أَبِي سَلَمَةَ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ح و حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُتَوَكِّلِ الْعَسْقَلَانِيُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا بِشْرُ بْنُ رَافِعٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِي كَثِيرٍ عَنْ أَبِي سَلَمَةَ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَفَعَاهُ جَمِيعًا قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الْمُؤْمِنُ غِرٌّ كَرِيمٌ وَالْفَاجِرُ خِبٌّ لَئِيمٌ

 

Ebu Hureyre'den (rivayet edildiğine göre) Rasûlullah  (s.a.v.):

 

"Mü'min saf ve kerem sahibidir. Bozguncu insan ise (daima) aldatıcı, alçak ve cimridir" buyurmuştur.

 

 

İzah:

Tirmizî, birr. Ahmed b. Hanbel, 11-394.

 

Girrun: Aldanan, aldatılan anlamlarına gelir.

 

Kerîm: İyi, cömert, çok affeden, kıymetli gibi ma­nalara gelir.

 

Fâcir: Allah'ın emrinden çıkan, günahkâr demektir. Hıbb: Aldatıcı manasına gelir. Leîm: Alçak ve cimri demektir.

 

Hattabî (r.a.)'nin açıklamasına göre: Hadis-i şerifin zahirinden anlaşılan şudur ki: Hakiki mü'min aldatılmaya müsait, kötülüğü kavramaktan ve araştırmaktan uzak olur. Bu durum onun cehaletinden değil, kereminden ve ahlâkının güzelliğinden, iyi niyetli ve itimat sahibi oluşundan kaynaklanır.

 

Allah'ın emrinden çıkmış bozguncu insanlar ise daima aldatıcı, alçak, cimri, kötülük planlarını araştırmakla meşgul olur. Bu durum onun akıllı­lığından değil, kötülüğünden kaynaklanır.

 

İbn Esir'in açıklamasına göre bu hadisden anlaşılan şudur:

 

"Mü'min hilekâr ve düzenbaz olmaz. Ancak yumuşaklığı ve itimat sa­hibi olması sebebiyle bazan aldanıp tuzağa düşer."

 

Bu mevzuda Muhammed Zekeriyâ b. Yahya el-Kândehlevî şöy­le diyor:

 

Her ne kadar bu hadisin zahiri "Mü'minin firasetinden sakınınız."[Suyûtî, el-Caimü's-Sağîr, I, 8.] hadisine aykırı gibi görünüyorsa da aslında bu iki hadisin arasını şu şekilde te'lif etmek mümkündür:

 

Bu hadis mü'minlerin avamı hakkındadır. Diğer hadis ise basiret sahi­bi olan hassas müminler hakkındadır. Bu iki hadisin arasını "Mü'minin aldatılır olması onun hüsn-i zan sahibi olmasından neş'et eder. Bu durum ise, onun firaset sahibi olmasına mani değildir" diyerek te'lif etmek de mümkündür. Bu hadis-i şerifin: "Mü'min bir delikten iki defa sokul­maz."[Sünen-i Ebû Davud, 4862 nolu hadis.] hadisine aykırı olduğu da söylenemez. Çünkü bir defa aldanmak başkadır, ikinci defa aldanmak daha başkadır.

 

Hafız Suyutî'in açıklamasına göre mevzumuzu teşkil eden hadis-i şe­rif, Hafız Siracüddin el-Kazvinî'nin mevzu olduğunu iddia ettiği hadislerdendir.

 

Hafız b. Hacer ise bu iddiayı reddederek şöyle demiştir: "Bu hadis Hâ­kim tarafından muttasıl bir senedle rivayet edildiği gibi, Sevrî'nin ashabı

 

ve Haccac tarafından da rivayet edilmiştir. İbn Main, Haccac hakında müsbet düşünmektedir. Ancak Buharî ile Müslim bu hadisin râvilerinden Bişr'e güvenilmeyeceğim söylemişlerdir...

 

Mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerifte cimriliğin bozgunculuk sıfa­tı olduğuna da bir işaret vardır.

 

Görüldüğü gibi hadis-i şerifte cimrilik, çirkin bir huy, sehâ (cömertlik) büyük bir bir fazilet olarak değerlendirilmiştir.

 

Nitekim şu âyet-i kerimelerde de cimriliğin çirkin bir huy olduğu cö­mertliğin büyük bir fazilet olarak değerlendirilmiştir,

 

"Kim nefsini (mala olan) hırsından ve cimriliğinden korunursa, iş­te muratlarına erenler onların tâ kendileridir."[Haşr  9]

 

"Allah'ın (fazl-u kereminden) kendilerine verdiğini (sarf-ü intakta) cimrilik edenler, (asla) bunun kendileri için bir hayır olduğunu san­masınlar. Bilakis bu onlar için bir serdir."[Al-i limran 180]

 

Bu konuyla ilgili bir hadis-i şerif de şu mealdedir: "Cimri asla cennete giremez."[Tirmizî, Birr. Ahmed b. Hanbel, I. 4. 7.]

 

Cimriliğin çeşitli tarifleri yapılmışsa da en doğru olan tarife göre cim­rilik, şer'an vâcib veya mürüvvet yönünden münâsib olanı gücü yettiği halde vermemektir.